11 Aralık 2010 Cumartesi

MASAL PINARI...



9 Aralık Perşembe akşamı Garajistanbul’da Pınar Selek’e destek etkinliği vardı. “Hâlâ tanığız platformu” tarafından düzenlenen ve çok sayıda sanatçı tarafından da aktif bir şekilde desteklenenMasal Pınarı - Devlet İnsanı Sadece Canını Alarak Öldürmez" adlı etkinliğe öğrencisinden sanatçısına katılım o kadar genişti ki Pınar’ın destekçileri salona sığmadı. Kalabalık dolayısıyla dışarıda uzun bir süre bekledikten sonra salona girebildik. Pınar’a ithafen yazılmış bir şarkı ile başlayan etkinlik, Pınar’ın röportajlarından, kitaplarından ve savunmasından alıntıların okunduğu kısa bir video gösterisi ve sanatçıların Pınar’ın masallarını okuduğu oyunla devam etti…

Pınar’ın yapılanlar, ısrarla yapılmak istenenler hakkında o kadar çok yazıldı ki; burada tekrar etmeye niyetim yok; ilginenenler Pınar Selek ile dayanışma içinde olan arkadaşları tarafından hazırlanan siteden, Bianet’ten, Amargi’den, Yıldırım Türker’in yazılarından okuyanı hayretler içinde bırakacak bırakacak bu sürecin detaylarına ulaşabilir. 12 yıllık kâbus gibi geçen bu sürece rağmen, Pınar’ın hâlâ masallar yazıyor olabilmesi, halen daha hayata olan inancını yitirmemesi, halen daha gülebilmesi; “Bu hayatı bir masal gibi yaşamak istiyorum. Tabii mutlu sonla biten bir masal” diyen Pınar’la ona isnat edilen suçun ne kadar uzak olduğunu duyuruyor tüm dünyaya. İşte bu yüzden “Hep tanığız ve hâlâ adalet bekliyoruz” diyoruz ve son sözü yine Pınar’a bırakıyoruz…Işığıyla aydınlatıyor, sözleri bizlere rehber oluyor…

“Biz gerçekten masallara inanan çocuklardık. Çünkü güzel şeylerin olabileceğine inanan bir ortamda yetiştik. Bugün beni hâlâ ayakta tutan, o zamanki ruh halim…Saflıkla, dürüstlükle devam ettiğinde mutlaka mucizelerle karşılaşıyorsun. Benim zor bir hayatım oldu ama hiç mucizesiz kalmadım.

Eğer masal duygusunu yitirirsen, sürekli gerçekliğe tosluyorsun ve çoğu zaman gerçekliğin içinde sürükleniyorsun. Sevgilerimiz, arzularımız, duygularımız tüketim makinesinin içine akıp başka şekillere bürünüyor ve bize yabancılaşıyor. Böyle yaşamaya devam edemeyiz. Mutllu olmak için, özgürlüğe, adalete alan açmalıyız. Gücümüz neye yetiyorsa, onu yaparak…Kimimiz yol açarız, kimimiz maskeleri düşürürüz, kimimiz de başka şeyler…Umutlu ya da umutsuz olmak bir şey değiştirmiyor. Emek harcayınca, güzellikler de büyüyor. İnsanlar değişiyor, çok heyecan verici özgürlük deneyimleri yaşanıyor. Sadece bunun için bile uğraşmaya değer…”


Gracias A La Vida

Hiç yorum yok: