22 Eylül 2001 tarihinde henüz 55 yaşındayken kaybettiğimiz Fikret Kızılok’un 9. Ölüm yıl dönümü bugün. Olacakları hissetmiş gibi “ Kalbim” adlı şarkısında “…/ kalbim, kalbim, kalbim / dayanmak artık kolay değil / bırakacak gibisin yarı yolda kalbim / …” diye seslenmişti, gerçekten de, geçirdiği kalp krizi sonrasında sağlığı bir daha hiç düzelmeyecek şekilde bozulmuştu. 70’li yıllarda müzik listelerinde kıran kırana yarıştığı Cem Karaca ve –kendisini pek sevmesem de- Barış Manço gibi, o da aramızdan erken ayrılanlardandı.
Müziğine dair ilk hatıralarım 80’li yıllarda kaydedilen çekme bir kasete aittir. Bülent Ortaçgil’le beraber Çekirdek Sanatevi’nde verdiği dinletilerden birine ait bir kasetti. Henüz çocuk yaşlarda olmam dolayısıyla, bu kasedin sadece Kızılok’a dair değil, müziğe dair de ilk anılarımı oluşturması açısından benim için önemi ayrıdır. Dinlediğim zamanlar bunun farkında değildim ama sonraları öğrendim ki, ülkenin en güzel müzik işlerinden biriymiş Çekirdek Sanatevi. Sadece Kızılok ve Ortaçgil için değil, o dönem başka bir yerde kendini ifade etme olanağı bulamayan müzisyenler (Erkan Oğur, Ezginin Günlüğü) için de önemli bir mekanmış. Mekanda yapılan dinletiler kaydedilir ve katılımcılara kaset olarak da verilirmiş. Hem Fikret Kızılok-Bülent Ortaçgil dinleyebileceğin bir mekan olacak hem de bu dinletinin kayıtlarını alabileceksin, değil o zamanlar için tüm zamanlar için çok büyük bir lüks…
Fikret Kızılok, Bülent Ortaçgil’den farklı olarak hep keskin, köşeli ve radikal adımlar atan birisi olmuş. Çok genç yaşlarda ülkenin en önemli pop müzik starlarından biriyken müziğe ara vermiş, Aşık Veysel’i tanımasından sonra müziğinde köklü değişiklikler olmuş, Aşık Veysel’in ölümü üzerine sazını kırarak müziği bırakmış, dişçilik mesleğine dönmüş, sonra tekrar müzik yapmaya başlamış, sonra gene benzer süreçler yaşamış. Lafını esirgemeyen yapısı şarkı sözlerine de yansımış; Ajda Pekkan’a hitaben yazdığı söylenilen “Ne kadar da güzel ve şuh tanıtılırsın / Oysa gerçekte bir maskarasın / Bir maymunsun şarkıların içinde / Bir papağan, süper renk ve biçimde / önemi yok erdemin; mühim olan paradır / Bir bilinse ki o ne tezgahtır” diye başlayan ve ilerleyen dizelerde eleştiri (!) dozu gittikçe artan “Şarkıdaki Maymun” ve “Adidasla tekkelere gidersin / Baklavayla viskileri içersin / Nescafeyle falımıza bakarsın / Bu can sana kurban olsun” dizeleriyle başlayan o dönemin “kazanan” tipolojisine hitaben yazdığı “why high one why” şarkıları buna iyi birer örnek teşkil etmektedir.
Taviz vermeyen yapısı ikili ilişkilerine de yansımış, uzun bir dönem birlikte kaliteli işler yaptığı Bülent Ortaçgil’le yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle Çekirdek Sanatevi sona ermiş. 1990 yılında başlayan bu dargınlık Fikret Kızılok öldüğünde de devam ediyordu. Yine, söylediği en güzel şarkılardan ikisi olan “Gönül” ve “Bu kalp seni unutur mu” şarkılarının bestecisi Özkan Samioğlu ile de problemler yaşamış; Özkan Samioğlu’nun izin vermemesinden dolayı, ölümünden sonra oğlu tarafından yayınlanan “Dünden Bugüne” albümünde bu iki şarkı yer almamıştır. Güzel bir Fikret Kızılok derlemesi olan bu albüm; bu nedenle ağzımda buruk bir tat bırakır, hep biraz eksik gelir bana…
Hayata ve müziğe dair tavrı, şarkı sözleri, yorumladığı türküleri, mükemmel besteleriyle müziğimizin en önemli köşe taşlarından biridir Fikret Kızılok. “Tek başına”, “Yeter ki”, “Zaman zaman”, “İki parça can”, “Sevda çiçeği”, “Oysa ben” şarkılarının olduğu ve üniversite yıllarımın başucu albümü olan “Zaman zaman” gibi bir albüm yapmak bile onu benzersiz kılmaktadır. Sevdiğine verilebilecek en güzel hediyelerden biridir bu albüm. Kızılok’u sevgi ve özlemle anıyoruz…
Gracias A La Vida
3 yorum:
Kalbim şarkısını kalp cerrahı ile birlikte hastanede yazdığını ekleyeyim ben de.
Süleyman hep başbakan dediği Demirbaş da ayrı güzel bir şarkıdır...
Ama bence en güzeli, Ahmed Arif 33 kurşun şiirine yaptığı beste Vurulmuşumdur...
Ahmed Arif'in "Haberin var mı" ve "İki parça can" şiirlerine yaptığı besteler de çok güzeldir...
Fikret Kızılok'un "Zaman zaman" albümü tüm zamanların en güzel eserlerini içerir bence de. O kasetle tanışmam üniversite sonlarına rastlar ama itinayla "eskitilmiştir".
Yorum Gönder