11 Eylül 2010 Cumartesi

“YÜRÜMEK”-2: GENÇ KIZ ELÂ


“Yeni açılmış Hilton oteli. Kendini bilen, yani toplumdaki yerlerini bilen bütün yeni evliler balaylarını orada geçirmeye can atıyorlardı. Hakkı da bunu düşünüp sevindirmek istemişti Elâ’yı. Kapıyı her açısında düşünüyordu: Buraya niçin geldim? Aleko’dan, Bülent’ten esirgediğimi Hakkı’ya vermek için mi? Bunu onlara beni Hilton’a getirmedikleri için mi vermedim? Nikâh ve Hilton’da balayıyla şartlanmış biriyim demek ki. Bunları düşünmemek olmuyordu. Balayında sevişmek nasıl kaçınılmazsa öyle…Aleko’yu, Bülent’i Hakkı’dan az mı sevmiştim? Boğaz’a bakan balkon açıktı. Hakkı’nın kat garsonuna verdiği buyruklarla bölmek istedi düşüncelerini. Hakkı ellerini çırptı. Elâ, arkası dönük, yüzünü görebiliyordu Hakkı’nın. Kontrat imzalamış bir işadamı gibi. Memnun. Ya da yeni bir oyuncağa sevinen bir çocuk gibi mi? Yeni aldıkları arabayı her günü yıkayan adamlar vardır. Arabayı yıkadıktan sonra öyle Hakkı gibi ellerini çırparak seyrederler; arabacıklarını. “Karıcığım!” Şimdi Hakkı, beni, yeni yıkanmış bir araba gibi… Yüzünde mutlu bir gülümsemeyle Hakkı’ya döndü, kemiği efendisinin ayaklarına götürecek bir köpek gibi. Elâ, şimdi ne olacağını, el çırpmanın ardından ne olacağını…Bu el çırpmalardan sonraya bir bahane gerek. Kutsal bir bahane. Bülent’e, Aleko’ya bulduğu bahanelerle olmaz. Artık denize parmaklarını sokup ayağını geri çekivermek yok. Denize dalmalı. İnsan hep bir görev duygusuyla dalar denize. Şenel bütün bunları düşünmemiştir. Doktorculuk oyununu yedire sindire oynadı; apansız denizi görmedi karşısında. Köy deresinde çırılçıplak yıkanır köy çocukları. Doktorculuk oynar gibi. Keyifli. Şimdiyse ben, deniz kıyısına, paralar ödeyerek deniz kıyısına gelenler gibi denize girmek zorundayım. Hakkı ellerini çırparak geldi. Belki de güzel şeyler söyleyerek. Ne olursa olsun, aslında, sadece Elâ’yı arkasından denize etti. Elâ denize daldı. Soğuktan takırdayan dişlerini kimseye çaktırmadan, kahramanca yüzdü.”

(Sevgi Soysal’ın “Yürümek” adlı romanından)

Gracias A La Vida

Hiç yorum yok: